Günlük yaşantımızda kimi zaman yöneticimize, kimi zaman iş
arkadaşımıza kimi zaman ise eşimize ya da sevgilimize hayır demekte zorlanırız.
Bunun temelinde bencil ve kötü bir insan olarak görünme ya da tembel biri
olarak algılanma gibi korkularımız yer alır. Genel
olarak baktığımızda toplumumuzda birçok insan açıkça konuşmaktan çekinir ve
karşısındakinin isteklerine hayır diyemez. Özellikle karşımızdaki kişi bir
meslektaş veya yönetici ise hayır demek daha da zor bir hale geliyor. Oysa hayatımızın
büyük bir bölümünü oluşturan iş hayatında hayır diyememek, farkında olmadan ve istemeden
birçok işi yüklenmemize neden oluyor. Bunun sonucunda gereksiz stresler gereksiz
tatminsizlikler ortaya çıkıyor. Çağımızda çalışanlar kısıtlı olan
zamanlarına maksimum işleri sığdırmakla, kısacası zamanla yarış halindeler. Yeni
nesil iş hayatında hayır demek öğrenilmez ise sahip olunan en değerli kaynak
olan zaman verimli kullanılamayacak ve başarılı olma şansıda maalesef
azalacaktır.
Hayır diyememek, aslında başkasının düşüncesini, isteğini ve
ihtiyacını kendininkinin önüne koymak anlamına geliyor. Bu sebeple de hayır demek,
zaman zaman bencillikle özdeşleştiriliyor. Oysaki bencillik, kendini düşünmek
değil, kendinden başka kimseyi düşünmemektir.
Ay sonu çok önemli bir raporunuz
var onu yarım saat içerisinde tamamlayıp göndermeniz gerekiyor. Konsantre bir
şekilde yetiştirmeye çalışıyorsunuz. İş arkadaşlarınızdan bir tanesi çat kapı
odanıza giriyor ve kendi raporu için sizden birkaç veri istiyor. Siz de hayır
diyemediğiniz için kendi raporunuzu ekranda alta alıp, arkadaşınız için gerekli
verileri toparlıyorsunuz ve gönderiyorsunuz. Arkadaşınız havadan sudan birkaç
soru soruyor, siz yine hayır diyemediğiniz için cevaplıyorsunuz, hem zamanınız
eriyor hem de konsantrasyonunuz dağılıyor. Siz cevap verdikçe arkadaşınız
sohbete devam ediyor. Sonunda istediğini almış bir şekilde arkasını dönüyor ve
odadan ayrılıyor. Siz ise tekrardan aynı konsantrasyonu yakalayamıyor, stresli
ve mutsuz bir şekilde raporu tamamlamaya çalışıyorsunuz. Bir yandan da
kendinize kızıyorsunuz. Bunu yaparken şunu unutuyorsunuz; evet insanlarla
iyi geçinmek önemlidir ama iç huzurunuz için önceliği kendinize vermeniz
gerekiyor karşıdakine değil. Hayır dediğinizde kişiyi reddetmiyorsunuz, size sunulan
isteği ya da teklifi reddediyorsunuz. Hâlbuki en başta arkadaşınız sizden
istekte bulunduğunda; önceliğinizin olduğunu raporu acilen hazırlamanız
gerektiğini, raporunuzu bitirdikten sonra kendisine yardımcı olabileceğini
söyleyebilseydiniz. Diğer bir deyişle arkadaşınızın isteğine uygun bir dil ile hayır
diyebilseydiniz hem raporunuzu tamamlayacak, hem kendi iç huzurunuzu
sağlayabilecektiniz. Karşınızdaki insana kişiliğinize, önceliğinize, beklentilerinize
göre cevap verdiğinizde emin olun o kişiyi reddetmiyorsunuz aksine kendinizi
tanıtmış oluyorsunuz.
Şu bir gerçek ki Hayır
diyebilen bireyler kendine daha fazla vakit ayırabiliyor. Böylece zaman çalıcı işlerden ve kişilerden kurtulup,
kendi başına veya ailesi ile daha kaliteli zaman geçirme fırsatı
yakalayabiliyor. Kendi önceliklerini, işlerini, sorumluluklarını yerine
getirebiliyor. Ertelenmeyen planlar ve kontrol duygusu kişisel gelişime katkıda
bulunabilir. Öz güveni geliştirir.
Her şeye evet diyen, her konuya yetişmeye çalışan bir insan düşünün.
Bu insan yetişmeye çalıştığı her işi doğru yapabilir mi? Bir yerlerde mutlaka
eksikler olur ve bu durumda karşısındaki insanların gözünde değer kaybeder.
Oysa kararlı, yapamayacağı işlere hayır, yapabileceklerine evet diyen kişilere
daha çok güven duyulur. Herkesi
mutlu etmek ya da herkes ile iyi geçinmek zorunda değilsiniz. Sırf bu
geçimliliği sağlamak için her isteğe evet demek zorunda değilsiniz.
Hayır’
lı günler dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder